Manşet
Bildiğimiz gibi uzun yıllardan beri en kıdemli tekno-hayaller ekseriyetle Skynetvari teorilerden besleniyor. İnsanların geliştirdiği robotlar bir noktada -ki o nokta, genelde hep çürük bir senaryonun ürünü olur :)- bilinç kazanır, sonra insanlarla iktidar mücadelesine girerler, tam kazanacakken de kahramanımız çıkar ve insanoğlunu kurtarır. :)
İşte birazdan paylaşacağımız haberi okuduğumuz zaman da aklımıza ilk bu tür şeyler geldi. Muhtemelen pek çoğumuzun da gelmiştir. Haberimizin konusu insan gibi düşünme yetisine sahip bir yonga. Ya da aklımızda daha kolay şekillenmesi için işlemci diyelim. İşlemcinin geliştiricisi bilişim dünyasının en mavi devi olan IBM. Teknoloji dünyasının en çok patente sahip devlerinden birisi olan IBM, uygulamaya koyduğu SyNAPSE (Nöromorfik Plastik Ölçeklenebilir Elektronik Sistemler) projesi dahilinde, insan beyninden aldığı ilhamla bir işlemci geliştirmiş. Bilişsel İşlem Yongası ismi verilen bu işlemcinin kabiliyetleri arasında modellemeleri tanılayabilmek, öngörülerde bulunmak ve -sıkı durun!- hatalarından ders çıkarmak gibi insan beynine ait özellikler mevcut. Üstelik dahası da var, bu işlemci olaylar arasında ilinti dahi kurabiliyor!

IBM proje müdürü Dharmendra Modha projeyle ilgili açıklamasında işlemciyi tasarım bazında günümüz standartlarının bir hayli ilerisinde olarak nitelerken, anı anına yaşanan olaylar sentezleyebildiğini ve gerçek zamanlı kararlar alabildiğini belirtiyor. Amerika Savunma Bakanlığına bağlı DARPA'nın (ABD Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı) sponsorluğunda, 21 milyon dolarlık yardımla hayata geçirilen projenin, fikirsel bağlamda konsept aşamasından sıyrılıp, üretim noktasına doğru yol aldığına vurgu yapılıyor ki, bu da oldukça enteresan bir gelişme doğrusu. Hatta ilk iki prototip yonganın üretimi daha şimdiden tamamlanıp, test aşamasına geçilmiş bile.

Normalde bildiğimiz gibi bilgisayarlar girilen komutları linear yani doğrusal biçimde ve ayrı ayrı değerlendirirler fakat bu işlemcinin olayı, kendi kendisini değerlendirebilmesi. Biraz daha açık söyleyecek olursak, bu işlemci herhangi bir programlama yapılmadan, kendi kararını alabiliyor. Bunu yapış biçimi ise insan beyni ile aynı. Nasıl ki beynimiz düşünme esnasında sinir bağlanımlarını (yani sinapslar), sinir hücrelerini (nöronlar) ve nöraksonları (sinir uyarılarını taşıyan life benzer nöron uzantıları) kullanıyorsa işte aynı mantıkta tasarlanan bu yongada da nöronların yerini dijital işlemciler almış. Dahilinde herhangi bir biyolojik element barındırmayan yongaların yapımında dijital silikon devrelere yer veren IBM'in projedeki ilham perisi yukarıdaki cümleden anladığımız üzere nörobiyoloji olmuş. IBM'in yaptığı uyarlama ise sinapsların yerine dahili belleğe sahip nörosinaptik çekirdeği geçirmek. Nöron kavşakları olarak nitelendirebileceğimiz bu sinapslar öğrenme ve bellekte tutma amacıyla kullanılırken sinir nöraksonları da yonga parçalarının birleştirilmesi işlevini görüyor yani aradaki irtibatı sağlıyor. Bu sayede de işlemcimiz tat alma, dokunma, koklama ve ses gibi eylemlere tepki verebiliyor. Üstelik tüm bunları yaparken günümüz teknolojisine kıyasla daha düşük güç tüketip, daha az ses çıkarıyor. :)
IBM'in başta da belirttiğimiz gibi halihazırda çalışan iki tane prototip tasarımı mevcut. Her ikisi de 45nm'lik üretim teknolojisi ile üretilen bu çekirdeklerde 256 tane nöron bulunuyor. Çekirdeklerin birinde 262,144 adet programlanabilir sinapsa yer verilirken diğerindeyse 65,536 tane öğrenebilir sinaps yer alıyor. Merkezinde 3.8 milyon transistör bulunduran yonganın ebatı ise sadece 4.2 milimetre kare. Test sürecini başlatan IBM, öncül etapta dahi makine görüşü, çağrışımlı bellek, sınıflandırma ve navigasyon gibi görece basit uygulamalarda başarıya ulaştıklarını belirtiyor. Nihai hedefse dahilinde 10 milyar nörona yer veren insanımsı yongalar. İnsanımsı dememizin sebebi, insan beyninin 100 milyar dolayında sinir hücresine evsahipliği yapması. :)
Hemen her bilimsel gelişmenin temelinde yattığı üzere bu projenin hedefi de klişe ifade ile 'insanoğluna daha mutlu bir gelecek sağlayabilmek.' IBM'e göre düşünen, olaylar ve veriler arasında ilinti kurabilen bir bilgisayar demek, en basitinden yaşanabilecek doğal afetlerin öngörülebilmesi ve bu sayede vaktinde alınacak önlemlerle olası felaketlerin önüne geçilebilmesi ile eşdeğer. Yahut iklimin gidişatı hakkında uzun vadeli tahminlerde bulunulabileceği için, örneğin tarım sektörü verimliliğinin had safhada arttırılması mümkün olabilecek. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama dediğimiz gibi bu madalyonun sadece melek yüzü ve tabii bir de şeytani yüzü var. Ürün kıtlığını, karaborsacıları, ekonomik felaketleri dahi geçtik; böyle bir yonganın robotlara uyarlanması halinde başımıza neler gelebileceğini düşünsenize… Ki teorik olarak pek de imkansız görünmüyor bu olasılık. Aman diyelim, maazallah!
Kaynak: pclabs
İşte birazdan paylaşacağımız haberi okuduğumuz zaman da aklımıza ilk bu tür şeyler geldi. Muhtemelen pek çoğumuzun da gelmiştir. Haberimizin konusu insan gibi düşünme yetisine sahip bir yonga. Ya da aklımızda daha kolay şekillenmesi için işlemci diyelim. İşlemcinin geliştiricisi bilişim dünyasının en mavi devi olan IBM. Teknoloji dünyasının en çok patente sahip devlerinden birisi olan IBM, uygulamaya koyduğu SyNAPSE (Nöromorfik Plastik Ölçeklenebilir Elektronik Sistemler) projesi dahilinde, insan beyninden aldığı ilhamla bir işlemci geliştirmiş. Bilişsel İşlem Yongası ismi verilen bu işlemcinin kabiliyetleri arasında modellemeleri tanılayabilmek, öngörülerde bulunmak ve -sıkı durun!- hatalarından ders çıkarmak gibi insan beynine ait özellikler mevcut. Üstelik dahası da var, bu işlemci olaylar arasında ilinti dahi kurabiliyor!
IBM proje müdürü Dharmendra Modha projeyle ilgili açıklamasında işlemciyi tasarım bazında günümüz standartlarının bir hayli ilerisinde olarak nitelerken, anı anına yaşanan olaylar sentezleyebildiğini ve gerçek zamanlı kararlar alabildiğini belirtiyor. Amerika Savunma Bakanlığına bağlı DARPA'nın (ABD Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı) sponsorluğunda, 21 milyon dolarlık yardımla hayata geçirilen projenin, fikirsel bağlamda konsept aşamasından sıyrılıp, üretim noktasına doğru yol aldığına vurgu yapılıyor ki, bu da oldukça enteresan bir gelişme doğrusu. Hatta ilk iki prototip yonganın üretimi daha şimdiden tamamlanıp, test aşamasına geçilmiş bile.
Normalde bildiğimiz gibi bilgisayarlar girilen komutları linear yani doğrusal biçimde ve ayrı ayrı değerlendirirler fakat bu işlemcinin olayı, kendi kendisini değerlendirebilmesi. Biraz daha açık söyleyecek olursak, bu işlemci herhangi bir programlama yapılmadan, kendi kararını alabiliyor. Bunu yapış biçimi ise insan beyni ile aynı. Nasıl ki beynimiz düşünme esnasında sinir bağlanımlarını (yani sinapslar), sinir hücrelerini (nöronlar) ve nöraksonları (sinir uyarılarını taşıyan life benzer nöron uzantıları) kullanıyorsa işte aynı mantıkta tasarlanan bu yongada da nöronların yerini dijital işlemciler almış. Dahilinde herhangi bir biyolojik element barındırmayan yongaların yapımında dijital silikon devrelere yer veren IBM'in projedeki ilham perisi yukarıdaki cümleden anladığımız üzere nörobiyoloji olmuş. IBM'in yaptığı uyarlama ise sinapsların yerine dahili belleğe sahip nörosinaptik çekirdeği geçirmek. Nöron kavşakları olarak nitelendirebileceğimiz bu sinapslar öğrenme ve bellekte tutma amacıyla kullanılırken sinir nöraksonları da yonga parçalarının birleştirilmesi işlevini görüyor yani aradaki irtibatı sağlıyor. Bu sayede de işlemcimiz tat alma, dokunma, koklama ve ses gibi eylemlere tepki verebiliyor. Üstelik tüm bunları yaparken günümüz teknolojisine kıyasla daha düşük güç tüketip, daha az ses çıkarıyor. :)
IBM'in başta da belirttiğimiz gibi halihazırda çalışan iki tane prototip tasarımı mevcut. Her ikisi de 45nm'lik üretim teknolojisi ile üretilen bu çekirdeklerde 256 tane nöron bulunuyor. Çekirdeklerin birinde 262,144 adet programlanabilir sinapsa yer verilirken diğerindeyse 65,536 tane öğrenebilir sinaps yer alıyor. Merkezinde 3.8 milyon transistör bulunduran yonganın ebatı ise sadece 4.2 milimetre kare. Test sürecini başlatan IBM, öncül etapta dahi makine görüşü, çağrışımlı bellek, sınıflandırma ve navigasyon gibi görece basit uygulamalarda başarıya ulaştıklarını belirtiyor. Nihai hedefse dahilinde 10 milyar nörona yer veren insanımsı yongalar. İnsanımsı dememizin sebebi, insan beyninin 100 milyar dolayında sinir hücresine evsahipliği yapması. :)
Hemen her bilimsel gelişmenin temelinde yattığı üzere bu projenin hedefi de klişe ifade ile 'insanoğluna daha mutlu bir gelecek sağlayabilmek.' IBM'e göre düşünen, olaylar ve veriler arasında ilinti kurabilen bir bilgisayar demek, en basitinden yaşanabilecek doğal afetlerin öngörülebilmesi ve bu sayede vaktinde alınacak önlemlerle olası felaketlerin önüne geçilebilmesi ile eşdeğer. Yahut iklimin gidişatı hakkında uzun vadeli tahminlerde bulunulabileceği için, örneğin tarım sektörü verimliliğinin had safhada arttırılması mümkün olabilecek. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama dediğimiz gibi bu madalyonun sadece melek yüzü ve tabii bir de şeytani yüzü var. Ürün kıtlığını, karaborsacıları, ekonomik felaketleri dahi geçtik; böyle bir yonganın robotlara uyarlanması halinde başımıza neler gelebileceğini düşünsenize… Ki teorik olarak pek de imkansız görünmüyor bu olasılık. Aman diyelim, maazallah!
Kaynak: pclabs
Hiç yorum yok: