Manşet
Teknik özellikleri yanı sıra dayanıklı yapısı ile de dikkat çeken 9 serisi, çok gelişmiş uçakların yapımında kullanılan ve alüminyumun iki katı daha güçlü olan duralimun maddesinden yapıldı. İnce, dayanıklı, 13,3 inç rahat taşınabilir yapısı ve akıcı hatlarıyla tıpkı bir spor arabanın aerodinamik tasarımından esinlenmiş gibi. Güçlü tasarımının yanı sıra, inceliği, daha uzun ömürlü bataryası ve 16 milyon renk veren, 400 nit parlaklığa sahip ‘SuperBright Plus’ ekranı ile de fark yaratıyor.
Samsung 9 Serisi dizüstü bilgisayarların tasarımcısı Yeowan Yun, bu estetik mucizesi bilgisayarı anlatırken şelaler, nehirler ve akıcı hatları olan mimari eserler gibi pek çok şeyden esinlendiğini söylüyor. İyi bir tasarımın kullanıcısına aynı zamanda iyi bir de hikaye anlattığını düşündüğünü söyleyen Yun, bu serideki hikayenin hız, şıklık ve bilgelik olduğunu sözlerine ekliyor.
Yeowan Yun yeni Samsung 9 Serisi’nin tasarım süreçlerine ilişkin sorularımızı yanıtladı:
- 9 Serisi’nin tasarımında temel aldığınız ana konsept neydi?
9 Serisi’nin tasarımında akıcı hatları baz aldık. Tasarımı yaparken akışkan hatların sofistike güzelliğine vurgu yapmak ve bunu göstermek istedim. Çünkü bu akışkan hatlarla hız ve gücü en üst seviyeye taşıyabiliyoruz. Ben buna “aerodinamik tarz” diyorum. 9 Serisi’nin pürüzsüz ve ince tasarımına baktığınızda siz de aerodinamik yapının kattığı o akışkan hatları görebileceksiniz.
- 9 Serisi’ni, hangi kullanıcı profilini düşünerek tasarladınız?
Bu ürün aslında her zaman profesyonelliği ile övünen, her zaman hayatta en iyiyi yapmayı amaçlayan ve asla daha azıyla yetinmeyenler için tasarlandı.
- Bu tasarım için size kim, ya da ne ilham verdi?
Bu tasarımı yaparken spesifik olarak etkilendiğim bir kişi ya da bir obje olmadı. Nehirlerden, şelalelere kadar akıcı bir çok elementten, akıcı hatlları olan mimari eserlere kadar birçok şeyden etkilenerek tasarladım.
- 9 Serisi’nin tasarımında “duralumin” materyalini kullandınız. Kullanımda sizi zorlayan tarafları oldu mu bu materyalin?
Duralumin güçlü, güvenilir ve hafif bir madde ve çok gelişmiş uçakların yapımında kullanılıyor. Bu nedenle premium bir dizüstü bilgisayar için biz de bu maddeye çok güvendik. Ama buna rağmen bizi zorlayan tarafları da oldu. Bunlardan bir tanesi bu güçlü maddenin karmaşık üretim süreciydi. Daha önce bu madde hiç bir dizüstü bilgisayar üretiminde kullanılmadı. Biz de bu nedenle en iyi sonucu alana kadar uzun ve yoğun bir test süreci geçirdik.
- Tasarıma son halini vermek ne kadar zamanınızı aldı?
Her şeyi hesaplayarak söyleyecek olursam, tüm tasarım süreci bir yılımızı aldı. Çünkü kendimizi yüksek standartlara göre hazırladık, bu nedenle başlangıçta belirlediğimiz konsepte ve standarta ulaşmak zaman aldı.
9 Serisi dizüstü bilgisayarın batarya süresi ise sıradan dizüstü bilgisayar pillerinin üç katına çıkıyor. Samsung’un optimize edilmiş batarya şarj teknolojisi PowerPlus, dizüstü bilgisayarın güç tasarruflu lityum-polimer piliyle uyum içinde pil ömrünü uzatıyor.
16 milyon renk veren, 400 nit parlaklığa sahip ‘SuperBright Plus’ ekranı ile Samsung 9 Serisi dizüstü bilgisayar, görüntüleri gerçek hayattaki ile aynı kalitede yansıtıyor. Dizüstü bilgisayarın canlı renk üretimi ve Süper Kontrast oranının (1 300:1) yanı sıra, bilinen ekranların iki katı olan bu ekran özelliği, onu piyasadaki en güzel ekranlardan biri yapıyor.
Tüm bu özelliklerinin yanı sıra, Samsung 9 serisi çok da dayanıklı bir dizüstü bilgisayar. Alimunyumun iki katı daha güçlü olan ve çok gelişmiş uçakların yapımında kullanılan Duralumin maddesinden üretilen 9 serisi, 13,3 inç rahat taşınabilir yapısı ve akıcı hatları ile bir spor arabanın aerodinamik tasarımdan esinlenmiş gibi.
9 Serisi dizüstü bilgisayarın batarya süresi ise sıradan dizüstü bilgisayar pillerinin üç katına çıkıyor. Samsung’un optimize edilmiş batarya şarj teknolojisi PowerPlus, dizüstü bilgisayarın güç tasarruflu lityum-polimer piliyle uyum içinde pil ömrünü uzatıyor.
Samsung Electronics Türkiye BT Ürünleri Satış ve Pazarlama Müdürü Barış Kestep yeni modelle ilgili açıklamasında, “Samsung 9 Serisi ile birlikte pazardaki en ince ve en hafif ürünü yaptık. Bu premium ürünle birlikte bir dizüstü bilgisayarda estetik duruşu, performansı ve hafifliği biraraya getirdik. Bu yeni ürünümüzle de pazar liderliğini korumaya devam edeceğiz.” dedi.
Nebim’in 1997 yılından bu yana Microsoft Türkiye ile devam etmekte olan stratejik iş ortaklığı, başarılı sonuçlarla gelişmeye devam ediyor. Nebim; perakendeci, toptancı ve üretici firmalar için geliştirdiği Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) çözümlerinin yanı sıra, güçlü kurumsal iş ortaklıkları ile de öne çıkıyor. Bu süreçte Microsoft Türkiye ile birlikte yürütülen projelerde yüzde 100’lük cirosal büyüme oranı, Nebim’in “Yılın ISV İş Ortağı” ödülünü almasındaki en önemli etkenlerden biri.
Nebim Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demiroğlu konu ile ilgili olarak; “Türkiye’nin lider Kurumsal Kaynak Planlama şirketi Nebim, Microsoft Türkiye ile uzun yıllara dayanan işbirliğinin sonucunda gösterdiği yüksek performansla bu ödülü aldığı için son derece mutluyuz. Microsoft.Net platformu üzerinde geliştirdiğimiz Nebim V3 ERP ürünü gibi yeni çözümler geliştirerek, müşterilerimizin ürünlerimizden en iyi performansı elde etmesi için özel bir çaba sarf ediyoruz. Bu çalışmalarımızın olumlu yansımalarını kurumsal iş ortaklıklarımızda da görmek mutluluk verici” dedi.
Huang’a göre Intel’in ultrabook konsepti tablet PC’ler üzerinde bir etki yaratabilir, daha ince ve hafif notebook tasarımları ultrabook’ların pazarda daha fazla dikkat çekmesini sağlayabilir, ancak ultrabook ve tablet arasında seçim yapmak aslında tüketici için büyük bir problem değil. Her cihaz hem uygulama hem de talep açısından kendine göre bir avantaja sahip. Ayrıca Transformer Prime gibi hibrit modeller de aradaki boşluğu doldurabilecek konuma geldi.
Nvidia’nın GPU pazarındaki öngörüleri, yıllık üretimin 14 milyar doların üzerinde olacağı yönünde. Nvidia da hedefini PC, sunucu ve mobil platforma çevirmiş durumda. GPU pazarının şu anki yıldızı Bulut uygulamaları. Huang’a göre bunlar da gelişecek ve sunucu/iş istasyonu talebine talip olacak. Nvidia da CUDA teknolojisi ile GPU pazarındaki gelişimini sürdürecek.
ARM işlemcili Windows (WoA) sistemlere gelince; bunlar 2012 yılının 4.çeyreğinde ortaya çıkmaya başlayacak (fakat bazı teknik sorunlar yüzünden gecikme ihtimali de var). Huang, bu teknolojilerin Nvidia için zor olmadığını, Microsoft’un Win8′i ne zaman çıkaracağından emin olmadıklarını, ancak WoA sistemler konusundaki mücadeleye de kesinlikle hazır olduklarını belirtiyor.
Kolay Paylaşım
Biliyoruz ki artık insanlar “uygulama merkezli” düşünüyor ve bu şekilde çalışıyor, yani kullandıkları program ne olursa olsun, bazı işlevleri kolaylıkla yerine getirebilmek istiyorlar. Örneğin, herhangi bir Word belgesi üzerinde çalışırken Word’den çıkmaya, belgeyi farklı bir klasöre taşımaya ya da belge üzerinde izinleri düzenlemeye gerek kalmadan o belgeyi kısa birkaç adımda paylaşabilmek zaman kazanmak açısından kritik. Hele hele bunu yapmaya çalışırken klasör yapısının nasıl olması gerektiği ya da belge paylaşılacak kişilerin hangi e-posta servisini kullandığı gibi detaylarla uğraşmaya kimsenin vakti yok.
Biliyoruz ki geçmişte SkyDrive üzerinden belge paylaşmak pek kolay değildi. Öncelikle, kimle neyi nasıl paylaşacağınızı belirlemek için özel ve paylaşılan klasörleri yaratmanız, dolayısıyla belgelerinizi de paylaşım özelliklerine göre klasörlemeniz gerekiyordu. Buna ek olarak SkyDrive, Windows Live ağınızdaki kişilerle paylaşım için optimize edilmişti ve diğer e-posta servislerini veya sosyal ağlarını kullanan kişilerle belge paylaşmak karmaşık bir süreç idi.
Bu yapıyla ilgili aldığımız geribildirimler sonucunda, SkyDrive’ın en temel yapı taşlarını baştan geliştirerek dosya paylaşımını basitleştirdik ve özellikle Office gibi uygulamaları çok daha iyi destekler hale getirdik. Örneğin, diyelim ki özel klasörlerinizden birinde yer alan bir Word Web App belgesi üzerinde çaışıyorsunuz. Yaptığımız en son geliştirmeler sayesinde artık belgenin hangi klasörde yer alması gerektiğini düşünmeye gerek kalmadan, direkt Word Web uygulaması içinden belgenizi paylaşabilir ve hangi klasörde olursa olsun sadece o belgeye özel izinler düzenleyebilirsiniz. Bu sadece Office belgeleri için değil, fotoğraflarınız ya da diğer dosyalarınız için de geçerli.
Aynı zamanda paylaşım sürecini de yeniden tasarladık ve farklı e-posta servisleri ya da sosyal ağlardaki kişilerinizle dosya paylaşmayı da çok daha kolay hale getirdik.
Şimdi SkyDrive bilgi panelinde ya da Dosya menüsünde Paylaş’ı tıkladığınızda, birkaç alternatifiniz olduğunu göreceksiniz:
- E-posta ile paylaşma. E-posta ile belge paylaşmak için kişilerinizde yer alan herhangi bir ismi, hatta Windows Live hesabınızla Facebook hesabınızı bağladıysanız Facebook arkadaşlarınızdan birinin ismini bile girmeniz mümkün. SkyDrive paylaşım davetini sizin e-posta adresinizden gönderdiği için davetiniz gereksiz e-posta olarak görülmeyecek ve arkadaşınızın gelen kutusunda sizin isminizle belirecektir. Paylaşım kutusundan “Alıcılar düzenleyebilir” kutusunu seçerek Live ID’sini bilmediğiniz biriyle o belge üzerinde birlikte çalışmanız mümkün.
- Sosyal ağa gönderme. SkyDrive, Facebook ve LinkedIn gibi birçok farklı sosyal ağ ile birleştirilebilir. Bu sayede tüm fotoğraf ve belgelerinizi SkyDrive’a yükledikten sonra, tek tıkla istediğiniz ağ üzerinden arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.
- Bağlantı alma. Birçok kişi için en kolay paylaşım şekli, dosyanın URL’ini kopyalayıp göndermek. Yeni SkyDrive’da, farklı yetkiler için farklı bağlantılar oluşturmanız mümkün. Örneğin özel bir dosya paylaşmak için sadece görüntülemeye özel bir bağlantı, başkasıyla birlikte düzenlemek istediğiniz bir dosya için görüntüleme ve düzenleme bağlantısı, veya internet erişimi olan herhangi birisinin ulaşabilmesini istediğiniz bir dosya için genel bir bağlantı alabilirsiniz.
SkyDrive’a yüklediğiniz herşey, siz aksini belirtmedikçe özeldir ve paylaşma yetkisi tanımlanmamıştır. SkyDrive sadece paylaşmak istediğiniz dosyaları, istediğiniz kişilerle paylaşır.
Güçlü Depolama Yöntemi
Haziran’da devreye aldığımız SkyDrive geliştirmelerinin ardından, kullanıcılardan servisin çok hızlı hale geldiği ama bazı işlemlerin yavaş veya gereksiz derecede zahmetli olduğu geribildirimini almıştık. Bu yeni versiyonda ise, dosya yönetimine dair birçok işlemin “anlık” hale geldiğini göreceksiniz.
Artık SkyDrive ile farklı bir sayfaya gitmeye gerek kalmadan;
- Direkt menü üzerinden klasör yaratabilirsiniz
- Herhangi bir klasörü direkt menü üzerinden (veya F2’ye basarak) yeniden adlandırabilirsiniz
Birden fazla klasörü taşıyabilir, silebilir ya da indirebilirsiniz
- Seçtiğiniz öğeleri sayfanın yanındaki menüyü kullanarak taşıyabilir ya da kopyalayabilirsiniz
Belgeler ve fotoğraflar üzerinden sağ tıklama ile birçok işlemi yapabilirsiniz.
Office belgesi yarabilirsiniz. SkyDrive’da yer alan Office ikonlarından birine tıkladığınızda tek yapmanız gereken belgeye bir isim vermek. Ardından hemen Office Web Apps açılacaktır, böylece belgeniz üzerinde çalışmaya başlayabilirsiniz.
Paylaşım ve dosya yönetimine dair yeni özelliklere ek olarak, modern tarayıcı teknolojilerinden nasıl faydalanabileceğimizi de sürekli olarak araştırıyoruz. Bugün yükleme işlemini daha kolay ve rahat bir tecrübe haline getirmek için faydalandığımız teknoloji Silverlight. Buna ek olarak bu güncellemede, HTML5 File API desteği olan tarayıcılar için (Internet Explorer 10, Chrome, Firefox ve Safari) dosya yükleme metodu olarak çekme ve bırakma özelliğini devreye aldık. Üstelik dosyalarınız yüklenirken aynı sayfada kalıp yüklemelerinizin tamamlanmasını beklemek yerine, SkyDrive’da istediğiniz gibi gezinmeye devam etmeniz mümkün, dosyalarınız arka planda kendiliğinden yüklenecektir.
Bizim için en önemli noktalardan biri SkyDrive’ın Internet Explorer 10’da iyi çalışıyor olmasıydı. Eğer Windows 8 Geliştirici Önizlemesini kullanıyorsanız, albümün görüntüleme boyutlarını değiştirdiğinizde CSS3 animasyon desteğinin devreye girdiğini göreceksiniz.
Bu güncelleme için baştan tasarladığımız bir başka öğe de, fotoğraflar için slayt gösterileri. Yaptığımız iyileştirmeler sonucunda slayt gösterisinin de eskisine nazaran çok daha hızlı ve etkin hale geldiğini göreceksiniz. Sizden aldığımız bir diğer geribildirim de, fotoğrafların altyazılarını bulmanın zor, ve fotoğraflar arasında gezinmenin karmaşık bir süreç olduğu yönündeydi.Bu soruna yönelik olarak yaptığımız iyileştirme sonucunda şimdi herhangi bir fotoğrafı görüntülerken “Klasörü görüntüle” linkine tıklayarak fotoğrafın yer aldığı albüme dönebilir ve fotoğraflarınızın altyazılarını direkt fotoğrafın altında görebilirsiniz.
Aynı zamanda Internet Explorer 10 ve Mobil Safari’nin dokunma API’leri için eklediğimiz destek sayesinde şimdi bu tarayıcılarda SkyDrive’ı kullanırken direkt parmak hareketleri ile fotoğraflarınız arasında gezinebilirsiniz.
Sizlerden aldığımız bir diğer geribildirim de, SkyDrive’ın PDF görüntüleme özelliklerinin olması gerektiği kadar güçlü olmadığı yönündeydi. Bu güncelleme ile birlikte, PDF bir dosyayı tıkladığınızda, belgenizin tarayıcınızın PDF görüntülemek için kullandığı uygulama içinde açıldığını göreceksiniz. Dolayısıyla Internet Explorer, Firefox veya Safari kullanıyorsanız belgeniz Adobe Acrobat desteğiyle tarayıcınızın içinde, Chrome’da ise Chrome’un kendi PDF görüntüleyicisi içinde açılacak.
Buna ek olarak, bazı kullanıcılarımızın fotoğraf makinelerinin RAW formatını kullanarak fotoğraf çekiyor olması nedeniyle, birçok farklı üreticinin makinelerinde çekilen RAW formatında fotoğraflar için yükleme ve görüntüleme desteği vermeye başladık. Hangi makinelerin formatının desteklendiğini bu linkten görebilirsiniz: Microsoft Camera Codec Pack.
Tüm bu yeni özelliklerin yanısıra, bu güncellemeden SkyDrive’ın hız performansını iyileştirmek için birçok aksiyon aldık. Özellikle birkaç iyileştirmeye dikkat çekmek gerekirse:
• Yükleme, silme, kopyalama, taşıma, yeniden adlandırma, paylaşma ve yeni dosya yaratma gibi birçok işlem artık doğrudan sayfa üzerinden veya sağ tıklamayla yapılabiliyor
• Siz daha kullanıcı adınızı ve şifrenizi yazarken, biz arka planda çalışmaya ve birçok fonksiyonu yüklemeye başlıyoruz. Dolayısıyla siz giriş yaptıktan sonra Office belgelerini görüntülemeniz ve düzenlemeniz çok daha hızlı hale geldi.
• SkyDrive’a giriş yapmayı %50 daha hızlı hale getirdik.
Office 365 hizmeti her ölçekte kurum için farklı hizmet paketleri sağlıyor. Aylık kullanıcı başına 2 USD’den başlayan paketler KOBİ’lerin bugüne kadar yatırım maliyetleri nedeniyle yalnızca büyük ölçekli kurumlar tarafından kullanılan çözümleri kendi işletmelerinde de kullanmalarına olanak veriyor.
Office 365, Exchange Online, SharePoint Online, Lync Online, Office Web Apps ve Office Professional çözümlerini tek bir hizmet paketinde sunmaktadır. Office 365 şu çevrimiçi hizmetleri sunar;
- Exchange ile 25 GB posta kutusu, Active Sync ile e-postalara, takvime ve kişilere mobil cihazlardan erişim,
- Office Web Apps ile belgeleri direkt olarak tarayıcı içerisinde görme, paylaşma ve belgeler üzerinde temel düzenlemeler yapma,
- Lync ile anlık mesajlaşma, ses ve video konferansı ve çevrimiçi toplantılar,
- Bilgi ve içerikleri paylaşma, yönetme ve arama için SharePoint ekip siteleri. KOBİ’ler için SharePoint iletemel web sitesi yayınlama hizmeti,
- Kullanıcıları iletişim ve işbirliği hizmetlerine bağlayan Office Professional Plus’ın son sürümü
- Finansal olarak desteklenen %99,9 çalışma süresi garantisini kapsayan Hizmet Seviyesi Sözleşmesi,
- 7/24, telefonla, internet üzerinden veya e-posta ile BT desteği,
- Sektörde lider, her zaman güncel anti-virüs ve anti-spam çözümleri.
Office 365′in Türkiye’de Türkçe olarak hizmete sunulması için çalışmalarımız hızla devam ediyor. 2012 yılının ilk yarısında Office 365′i Türkçe olarak kullanıma sunmayı planlıyoruz. Office 365 hakkında daha çok bilgiyimicrosoft.com/turkiye/office365 adresinden edinebilir ve deneme sürümünü kullanmaya hemen başlayabilirsiniz. Zamanınızın kısıtlı olduğunu düşündüğüm için sizinle kısa bir video paylaşmak istiyorum.
Ancak Office 365′in 20 dakikalık tanıtım videosunu izlemek isterseniz de http://youtu.be/2XC3A2LQ5yc adresini ziyaret edebilirsiniz.
Skype-Facebook ortaklığındaki bu yeni gelişme, Skype’ın iletişimdeki engelleri nasıl ortadan kaldırdığı ve arkadaşlar ile aile üyeleri arasındaki iletişimi nasıl kolaylaştırdığı hakkında en son örneği oluşturuyor. Skype’ın sosyal alana yaklaşımı ise insanlarla olan kişisel bağlantılarla ilişkili. Bir milyardan fazla insanı birbirine bağlama hedefiyle çalışan ve Facebook ile devam eden işbirliği sayesinde, Skype bu hedefe bir adım daha yaklaşıyor.
Skype üzerinden Facebook’tan Facebook’a arama başlatmak çok kolay ve bunun için tek yapmanız gereken Skype ve Facebook hesaplarınızı ilişkilendirmek. Ardından Facebook’taki bir arkadaşınızı seçip, Skype üzerinde video çağrı düğmesine tıklamak. Bunun ardından Facebook’taki arkadaşınız çağrınızı yanıtlayacaktır. Bu yeni özellik bir yandan Facebook arkadaşlarınızla sosyal ilişkilerinizi sürdürmenize imkân tanırken bir yandan da çevrimiçi olan Facebook arkadaşlarınızı görebilme, durum güncellemelerini okuyabilme ve Skype üzerinden anlık mesajlaşma gibi önceden açıklanmış olan özellikleri tamamlıyor.
Skype 5.4 Beta for Mac ve Skype 5.7 Beta for Windows sürümlerindeki bu harika yeni Facebook özelliklerinin yanı sıra ilave başka özellikler de eklendi; bunlar arasında Mac kullanıcıları için daha kaliteli bir video deneyimi sunan Video görüntüleyicisi ve Premium hesabı olan Windows ve Mac kullanıcıları için grup ekran paylaşımı bulunuyor. Bire bir görüşmeler yapan kullanıcılar ayrıca canlı video akışı özelliğiyle ekranlarını da paylaşabilecekler.
Bu yeni gelişmelerden dolayı büyük bir heyecan yaşadığımızı ve sizin de Skype’ın son sürümünü yükleyerek Skype ile sosyal ağınıza hayat vermenizden mutlu olacağız. Yeni sürümü tartışmak veya merak ettiğiniz soruları paylaşmak isterseniz lütfen yenilenen Skype Destek Ağı’nı ziyaret edin.
Microsoft Yahoo’nun tüm yapısını yakından incelemesine izin veren bir anlaşma imzalandı. Microsoft’un yönetim kurulundan ya bir koltuk alacağı ya da şirketin tamamına sahip olacağı belirtiliyor. Eylül ayında CEO’su ile yollarını ayıran ve bir hayli zor durumda olduğu bilinen Yahoo’yu satın almak için Microsoft bir hamle daha gerçekleştiriyor. Yapılan anlaşmayla Microsoft’un görevlendirdiği iki finansal kuruluş Yahoo’nun tüm yapısını inceleyerek yüzde 20′lik hisse alımı ya da şirketin tamamını satın almanın neler getireceğini incelemeye başladı. BTnet’in haberine göre; KKR ve TPG Capital şirketlerinin yaptıkları incelemelere göre Microsoft’un nihai kararını vereceği belirtildi. All Things D’nin haberinde de Yahoo’nun da bir başka yatırım şirketi Silver Lake ile anlaşma imzaladığı ve çalışmalar yürüttüğü belirtildi.
DAHA ÖNCE DE ALMAYA ÇALIŞMIŞTI
Geçtiğimiz ay Microsoft’un Yahoo için 57 milyar doları gözden çıkardığı iddia edilmişti. 2008 yılında da Microsoft, Yahoo için 47.5 milyar dolar önermiş, Yahoo teklifi reddetmişti. Bahsi geçen rakamlar son dönemde sıkıntılı günler geçiren Yahoo hisse değerlerinin çok üzerinde bulunuyor.
2009 yılında iki şirket arasında yapılan anlaşmayla 10 süreyle Yahoo’nun aramalarında Microsoft teknolojilerinin kullanılmasına izin verilmiş, karşılığında da Yahoo’nun reklam gelirinin yüzde 12′si Microsoft’un olmuştu.Microsoft bu satın almayla Yahoo’nun arama motorundaki gücünün kullanmanın yanı sıra katma değerli servislerinden de faydalanmak istiyor. Daha önce Yahoo’yu satın alamayan Microsoft’un bu kez anlaşmaya daha yakın olduğu görülüyor. Ancak henüz iki şirketten de konuyla ilgili açıklama gelmedi.
Microsoft, tüm platformlarda aynı ekosistemi kullanma niyetleri olduğunu söylemişti. Buna göre zaten Windows’ta artık Mango’ya benzer bir Metro arayüzümüz olduğunu düşünürsek Xbox 720′nin de Win8 ile, en azından benzer bir arayüzle geleceğini düşünebiliriz. Şirket zaten önümüzdeki yıl PC uyumlu bir Kinect müjdesi vermişti.
Sektörden kaynaklar Sony’nin de yeni konsolunu çıkarmak için Xbox 720′yi bekleyeceğini söylüyor.
Yeni işlemcilerle gelen özellikler şöyle:
- İş uygulamalarında %84′e varan performans artışı
- Sanallaştırma (virtualization) teknolojisinde %73′e kadar daha fazla bant genişliği ile sunuculara daha fazla sanal makine ve iş yükü imkanı ve sanal makine başına daha düşük maliyet
- Bulut uygulamalarında çekirdek başına daha az güç tüketimi ile enerji tasarrufu
- %66 daha az yer kaplayan ve %66′ya kadar daha düşük maliyetli platformlar
- 4 ila 16 çekirdek arasında değişen ve esnek ölçeklendirilebilirlik özelliklerine sahip yeni işlemciler
- Çekirdek başına 4.375W gibi düşük bir güç gereksinimi ile önceki nesil işlemcilere oranla çok daha yüksek enerji tasarrufu
- En yüksek 2P sunucu TPCC skoru
- 4 bellek kanalına kadar destek (max 1600MHz belleğe kadar)
- Ultra düşük voltajlı 1.25V bellek destekleyen ilk ve tek x86 işlemci mimarisi
- CPU başına 12 adede kadar DIMM ve işlemci başına 384GB’a kadar bellek
- Link başına 6.4GT/sn ile 4 adede kadar x16 HyperTransport (HT3) teknolojisi desteği
ASUS bir kaç farklı seriyi kapsayan yeni X79 anakartlarını piyasaya sürüyor. Modellerin tamamı LGA 2011 Soket için 2’inci nesil Core™ i7 işlemci ailesine destek veren yeni Intel® X79 Express Çipset özelliğine sahip. X79 serisinde P9X79 modellerine, Rampage IV Extreme, SABERTOOTH X79 ve P9X79 WorkStation eşlik ediyor. Bilgisayarların elektrik kesintilerinden etkilenmemeleri adına 3 dijital güç kontrolcüsü (Biri CPU, ikisi DRAM) bulunan anakart serisinde bu kontrol Yeni DIGI+ Power Control tarafından sağlanırken, ASUS Dual Intelligent İşlemci 3 teknolojisi özelliğiyle geliyor. Bu da daha iyi performans, daha büyük sabitlik ve geliştirilmiş overclock imkanı ile sonuçlanıyor.
Tüm bu yeni kartlar multi-GPU desteği, PCI Express 3.0 ve 64GB’a kadar quad-channel (dört kanal) DDR3 ile piyasaya sürülüyor.
P9X79 Serisi: Eşsiz Güç Ayarı ve İdeal Seçim
ASUS mühendisleri ve tasarımcıları dikkatli güç, sistem ve en iyi optimize edilmiş işleme deneyimi için BIOS ayarları aracılığıyla kullanıcılara mümkün olan tam kontrolü sağlamak için çalışmalarını sürdürüyor. Yeni DIGI+ Güç Kontrolü ile hafıza voltaj modülasyonu seçenekleri kullanıcılara VCCSA yükleme çizgisi kalibrasyonu aracılığıyla performansı destekleyerek, DDR3 hızının en üst noktada olmasına olanak sağlıyor. DRAM’ın varolan kapasitesi yaklaşık %30 artıyor, böylece hafızayı her zamankinden daha fazla overclock yapması için kullanılabiliyor.
8-DIMM tasarımı ile 64-bit uygulamalarının tamamını kullanabilme adına 64GB quad-channel hafızaya kadar destek veriyor, böylece sağlanan ekstra hafıza, yoğun veri, imaj ve video işlemeye yardımcı oluyor. Kullanıcılar okuma hızını ve sistem performansını hızlandırmak için geniş RAM diskleri de kurabiliyorlar. ASUS SSD önbelleği, tek tıkla hızlandırma fonksiyonuyla benzer teknolojilerle karşılaştırıldığında daha da kullanıcı dostudur. Bu ayrıcalıklı özellik bellek performansını 3 kat daha hızlı kılarak mekanik sabit disk kapasitesi ile SSD (katı durum sürücü) hızını bir araya getiriyor.
UEFI BIOS sezgisel ve kolay GUI etkileşimi için medyanın övgülerini kazanırken, en son versiyonunda F12 ile BIOS’a, F3 ile sistem bilgisine kolayca ulaşılabiliyor. Hafıza sorunlarını öngören ve gelişmiş POST sorun çözme önerileri sunan DRAM SPD ile güncellenen UEFI BIOS, USB BIOS Flashback girişi ve herhangi bir bellek cihazıyla BIOS’un sinyal vermesini sağlıyor. Üstelik UEFI BIOS, CPU’suz, hafıza yüklenmeden ve sadece standby gücünü kullanarak PC kapalıyken de çalışabiliyor. BT GO 3.0! acil giriş noktası, her yerde Wi-Fi kurulumuna ek olarak Wireless 802.11n desteği sağlayan X79 Serisi, Bluetooth v3.0 +HS modülünü içeriyor. Şık bir tasarıma sahip anteni sayesinde kullanıcılar PC ve mobil cihazları senkronize ederek transfer imkanı veriyor, hatta senkronize edilen telefon ile PC’lerde overclock imkanı sağlayan fonksiyonlara imkan veriyor. Ayrıca USB 3.0 cihaz protokolünü otomatik algılayabilen X79 serisi anakartlar ek olarak UASP desteği ile USB 3.0 Boost ile aktarım performansını %170’e kadar arttırıyor.
ROG Rampage IV Extreme: Overclockda Yeni Dünya Rekorları İçin
Rampage IV Extreme, overclock tutkunlarını güçlendirmek için tasarlanmış yeni PCI Express 3.0’da 4’lü NVIDIA® SLI™ ve AMD CrossFireX™ desteği sağlıyor. Kurulumu yapılmış ve overclock yarışmalarına katılmaya hazır olarak piyasaya sürülüyor. CPU soğutucu ve LN2 taşıyıcı tıpkı yeni kart gibi çalışırken ROG X-Socket™ LGA 1366’dan LGA 2011’a kolay geçiş imkanı sağlıyor. OC Key™ sistem kaynaklarının ekran bağımsızlığında performans ve overclock bilgisi göstermek için herhangi bir grafik kartının DVI portuna bağlanan ROG tasarımına sahiptir. Kullanıcılar ek bir yazılıma ihtiyaç duymadan ve PC’lerini yavaşlatmadan değişiklik yapabilirler. Gelişmiş ve modifiye edilmiş soğutma için, ROG -193 derece kadar yavaş soğutma sistemi derecesini etkileyen Subzero Sense™ geliştirmiştir. Bu da kullanıcıların ortalama giderini ellerinde tutmasını sağlayarak dijital bir termometre satın alma ihtiyaçlarını azaltıyor. ROG Extreme Engine Digi+ II ve 10K Metalik Siyah kapasitörler oyun severler ve yarışçı overclock tutkunları tarafından talep edilen sonsuz ve yüksek sağlamlıkta güç iletimi sağlıyor. Rampage IV Extreme en son DirectX® 11 teknolojisi ve grafik efektleri gösteren Frostbite 2 kullanan EA ve DICE’den dikkatleri çeken Battlefield 3™ oyunuyla birlikte geliyor.
TUF SABERTOOTH X79: Askeri Seviyede Güven
Yeni TUF SABERTOOTH X79 akıllı termal tasarımı, askeri düzeyde test edilmiş TUF parçaları ve gelişmiş sistem sağlamlığı için ayrıcalıklı soğutma özellikleriyle piyasaya sürülüyor. Yeni jenerasyon çift fanlı TUF Termal Armor sistem güvenirliğini ve performansını artırarak daha etkili ısı dağılımı için soğutma ve tam bir hava akımı geliştiriyor. TUF Termal Radar yüksek sabitliği korumak ve fazla ısınmayı önlemek için otomatik olarak fan hızını ayarlayarak kritik noktalarda gerçek zamanlı ısıyı gözlemliyor. Her birini tek tek gözlemleme yeteneğini kullanıcılara kazandıran 12 sensör içeriyor. Parçaları daha soğuk ve daha uzun ömürlü kılarak kullanıcılar tarafından seçilen farklı parametreleri baz alarak ideal fan hızını otomatik olarak hesaplıyor. Askeri düzeydeki TUF parçaları kapasitör, starter, MOSFET’ler içeriyor. Isı ve stres töleransı ASUS’a SABERTOOTH X79’da 5 yıl garanti sunmasına izin veriyor. Buna ek olarak, yeni model P9X79 serisi ile sunulan aynı hassasiyet ve performansı sağlayarak New DIGI+ Power Control dijital güç iletimi ve dönüşümü içeriyor.
P9X79 WS: Mükemmeliyetçi Multi-GPU Genişletilebilirliği
Güncellenmiş potansiyel ve geliştirilmiş özellikleri NVIDIA® 4-way SLI™ ve AMD CrossFireX™ ile başlayarak profesyonel kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılıyor. Daha iyi online bağlantı için, kart %71’e kadar netcode işlemcisi için CPU kullanımını azaltan çift donanımla hızlandırılmış Intel® LAN ile piyasaya sürülüyor. P9X79 Work Station hem Intel® Core™ i7 işlemciler hem de workstation-specific Xeon® ailesini destekliyor ve sistemi ve RAID kart tiplerini çalıştırarak çoklu hafıza ile uygunluğu devam ettiriyor. ASUS SSD Caching ve USB BIOS Flashback içerirken, BIOS’a girmeden 3 renkli LED kartın overclock durumunu gösteriyor. Model yeni ASUS ARS garanti servisiyle geliyor.*
*ARS servisi, Eurozone marketlerinde mevcut. ASUS istek durumunda diğer bölgelere de genişlemeler yapacaktır.
Microsoft Solution Accelerators araçlarından biri olan Microsoft Assessment ve Planning (MAP) Toolkit aracı bu tip ihtiyaçlarınıza karşılık verebilecek ücretsiz bir yazılımdır. Güçlü bir envanter toplama, değerlendirme ve raporlama aracına sahip olan bu yazılım sayesinde hem küçük hem de büyük BT ortamlarının envanter analizi gerçekleştirilebilir.
MAP aracı sayesinde mevcut BT altyapısı içerisinde değerlendirme ve ön hazırlık analizleri gerçekleştirilerek BT envanterinin durumu kapsamlı olarak ele alınır. Ayrıca hem kendi organizasyonunuz için hem de müşterileriniz için kapsamlı raporlar oluşturabilen bu yazılım sayesinde planlanan geçişleri ve analizlerinizi basit bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz. Üzerine kurulduğu bilgisayar vasıtası ile ağ üzerinden sistem kaynaklarını ve cihaz bilgilerini toplayarak organize eder. Değerlendirme araçları genellikle envanteri yapılacak tüm bilgisayarlara ajan yüklenmesini gerektirir. MAP ile buna ihtiyaç yoktur. MAP, envanter ve değerlendirme işlemleri için IT ortamında bulunan mevcut teknolojileri kullanır ve bu işlem ortama herhangi bir ajan yüklenmesine gerek kalmadan yapılabilir.
Kapsamlı raporlar, Word ve Excel formatında grafikler de içerecek biçimde oluşturularak analizlerin kolay bir biçimde yorumlanmasını sağlar.
MAP aracı ile BT altyapınızla ilgili bir çok soruya hızlı bir şekilde yanıt bulabilirsiniz. Bunlardan bazıları;
- PC’lerimden hangileri Windows 7, Microsoft Office 2010 ve Office 365 çalıştırabilir?
- Web uygulamalarım ve veritabanlarım Windows Azure bulut platformuna geçiş için hazır mı? Bulut platformuna geçiş için Toplam Satın Alma Maliyeti ve Yatırım Geri Dönüşü nedir?
- Özel buluta geçmek için hangi adımları atmalıyım?
- Hangi sunucularım Windows Server 2008 R2’ye taşınabilir? Hangi sunucularım Hyper-V kullanılarak sanallaştırılabilir?
- Microsoft® SQL Server® 2008 R2’ye yükseltebileceğim Microsoft® SQL Server® 2000, MySQL, Oracle ve Sybase nesnelerini nereden bulabilirim ?
- Yazılım kullanımımız, yazılım lisans anlaşmaları ile uyumluluk sağlıyor mu?
mstr
MAP 6.0 versiyonu ile beraber gelen yenilikler ise şunlardır;
- Windows Azure Geçişi için Portfolyo Analizi
- Hyper-V Cloud Fast Track Onboarding ile Özel Bulut planlanmasının hızlandırılması
- Gelişmiş Heterojen Sunucu ortamları Envanter Analizi
- Office 365 İstemci Değerlendirmesi
- Internet Explorer 9′a geçiş değerlendirmesi
- Oracle Şema Keşfi
Ücretsiz ve ihtiyaçlara göre güncellenen (MAP Toolkit 6.5 Beta hazır) MAP aracının tüm BT ortamları için önemli bir yazılım olduğunun ve bu kapsamda olmazsa olmaz yazılımlardan biri olduğunun altını çizmekte fayda var. MAP aracı ile ilgili tüm indirilebilir kaynaklara buradan ulaşabilirsiniz. Bu kaynakların içerisinde kendi sisteminize kurmadan da inceleyebileceğiniz ve test edebileceğiniz örnek MAP veritabanı, demo uygulamaları ve kapsamlıörnek raporları mevcuttur.
Microsoft olarak tüm dünyada 17 Kasım’da düzenlediğimiz Play Fair Day (Adil Rekabet Günü) etkinlikleri kapsamında gelişen ülkelerde korsan yazılımı rekabet açısından ele alan ve ilk kez gerçekleştirilen araştırmamızın sonuçlarını açıkladık. Araştırma, bilgisayar kullanıcılarının yüzde 80′inin sahte yazılım kullanımından kaynaklanan riskler konusunda endişelendiğini ortaya koyuyor.
Yüksek korsan yazılım oranına sahip ülkemiz için ise bu kapsamda Microsoft Türkiye olarak yaptığımız çalışmalar önem arz ediyor. Ülkemizin geleceğinin her alanda olduğu gibi bilgi teknolojileri alanında da orjinal olmayan, sağlıksız temeller üzerine kurulamayacağı bilinci ile sağlam bir gelecek yaratmak üzere 11.000 iş ortağımız ile birlikte çalışıyoruz.
Son dönemde sahte ve korsan yazılımla mücadele kapsamında internet kafelerin de güvenli ve yasal çalışan firmalar haline gelebilmesi için çaba sarf ediyoruz. Hatta Ankara İnternet Kafeciler Odası Başkanı Önder Kaplan, konu ile ilgili olarak “Yaklaşık iki yıldır Microsoft ile internet kafelerin daha karlı ve kanunlara uygun, teknoloji merkezleri haline gelebilmesi için işbirliği içinde çalışıyoruz ve 3+ internet kafe rehabilitasyon projesi kapsamında, internet kafelerimizin yasal yazılım kullanması yönünde verilen destekten dolayı Microsoft Türkiye’ye teşekkür ederiz.” diyor.
Korsan yazılımın yerel ve küresel ekonomiye olan etkisini geniş bir şekilde inceleyen bu araştırmanın bir parçası olarak Keystone Strategy‘nin analistleri, korsan yazılım kullanan şirketlerin yasal olmayan rekabet üstünlüğünü inceledi. Çin’de yasal ve lisanslı yazılım kullanan “adil” üreticiler 863 milyon dolardan daha yüksek bir meblağı korsan yazılım kullanan şirketlere kaptırıyor. Bu, sadece Çin’de yılda ekonomiye yatırım olarak geri dönemeyen 1 milyar dolardan veya 500′ün üzerinde yeni üretim tesisinden, 65 bin yeni makineden veya 200 bin ilave çalışandan daha da fazlası anlamına geliyor.
Microsoft, işletmeleri, devletleri, tüketicileri kaçak yazılım kullanma kararının sadece kişisel bilgiler için tehlikeli değil aynı zamanda ekonomi için de tehlikeli olduğu konusunda eğitmek için dünyada 50′nin üzerinde ülkede çeşitli programlar ve çalışmalar gerçekleştiriyor. Adil olmak insanların ve işletmelerin konuya duyarlı olmasıyla ve yasal yazılımı talep etmesiyle başlıyor. Yasal olmayan yazılımın finansal etkileri ve programlarımız hakkında daha fazla bilgi için playfairday.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Microsoft’un ücretsiz güvenlik çözümü olan Microsoft Security Essentials için deneme sürümü kayıtları başladı. Eğer siz de, güvenlik alanındaki en son yenilikleri merak ediyor ve Microsoft Security Essentials’taki performans iyileştirmelerini deneyimlemek istiyorsanız, vakit kaybetmeden Microsoft Security Essentials deneme sürümü için kaydınızı yaptırın ve Microsoft Security Essentials’ın geliştirilmesine katkıda bulunun.
Deneme sürümü kayıtları belirli bir kullanıcı sayısıyla sınırlı olduğundan, hemen kaydınızı yaptırın ve biz de deneme sürümü indirilebilir olduğu anda size haber verelim. Yıl sonuna doğru, Microsoft Security Essentials’ın deneme sürümünü tüm kullanıcılara açmayı düşündüğümüzü de eklemem gerekir.
Microsoft Security Essentials’ın yeni sürümü, zararlı yazılım algılama ve bunları sistemden kaldırma konusunda daha yetenekli olacak; buna ek olarak sisteminiz için ciddi tehdit oluşturabilecek olan zararlı yazılımları, otomatik olarak kaldırma özelliğine sahip olacak. Daha kapsamlı koruma ve daha iyi performans hedefiyle geliştirilen Microsoft Security Essentials’ın yeni sürümü, basitleştirilmiş kullanıcı arayüzüyle karşımıza çıkacak.
2009 yılında deneme sürümü olarak çıkan Micrısıft Security Essentials, kısa zamanda 1.0 sürümüne yükseltildi ve o dönemde güvenlik firması AV-Test tarafından yapılan testlerde başarılı sonuçlar aldı. Geçtiğimiz Aralık ayında 2.0 sürümü çıkarılan ürün 33 farklı dil seçeneğini desteklerken, hızı ve gelişmiş zararlı yazılım algılama özellikleri ile ön plana çıktı.
Microsoft Security Essentials deneme sürümüne, Windows Live ID’niz ile kayıt olmak içinhttp://mstr.to/torKcT adresini ziyaret edebilirsiniz.
Türkiye’de birçok Veri Merkezi faaliyet gösterirken birçok yeni Veri Merkezi yapılması da planlanıyor. “Veri Merkezleri nasıl yapılardır?”, “Veri Merkezleri nasıl inşaa edilir?”, “Veri Merkezleri için önemli özellikler nelerdir?” gibi sorular gündemde olan sorulardır. Bu sorulara Microsoft’un Veri Merkezi yaklaşaımı ve tecrübesini anlatarak cevap arayabiliriz.
Microsoft kendi dahili ihtiyaçları için kullandığı çok sayıda uygulama, harici olarak müşteri ve iş ortaklarına sunduğu tüm servislerin altyapısı için veri merkezlerine ihtiyaç duymaktadır. Bu veri merkezleri Microsoft’un dünya çapındaki ölçeğine uygun olarak tasarlanmakta, uygulanmakta ve işletilmektedir.
Microsoft, kendi veri merkezlerinde güvenlli ve sürekli yapıları en uygun maliyetle kurmaktadır. Veri merkezlerinin ihtiyaçlara en hızlı şekilde cevap vererek büyüyebilmeleri de önemli konuların başında gelmektedir. Veri merkezlerinin çevreci olması yine önemli özelliklerdendir.
Microsoft veri merkezi mimarisi olarak modüler yapıları geleneksel yapılara tercih etmektedir. Modüler yapılar geleneksel yapılara göre çok daha az bina inşaatı gerektirmektedir. Çok büyük soğutulmuş binalar (benzeri dev buzdolapları) inşaa etmek hem ciddi zaman, hem de maliyet gerektirmektedir.
Modüler yapılarda ise gerekli yapılar sadece yönetim ve diğer lojistik hizmetler için en aza indirilmiştir. Gerekli Bilgi İşlem yapısı farklı tarz ve büyüklükteki modüller halinde kullanılabilmektedir. Örnek olarak taşıma amaçlı kullanılan taşımalık (konteyner, container) tabanlı kurulan modüller ile ihtiyaca uygun olarak başlayıp zaman içinde büyüyebilme söz konusu olmaktadır.
Veri merkezi için gerekli alanın tahsisi ve basit düzenleme işlemlerinden sonra bu alanın güvenliğinin sağlanması, en aza indirilen yapılaşma ardından modüler yapılar ile hemen operasyona başlamak mümkün olabilmektedir.
Yeni nesil modüler sistemlere Microsoft IT PAC ( Information Technology Pre-Assembled Components) adı verilmiştir. IT PAC sistemlerini mini veri merkezi olarak adlandırmak mümkün olabilir. Taşımalık’tan daha gelişmiş özelliklere sahip olan ITPAC’ler içinde BT ortamı için gerekli olacak her türlü ihtiyaç vardır. IT PAC’ler kendilerine özel soğutma yapıları ile enerji kullanımında büyük avantajlar sunmaktadır. Daha yakından tanımak için http://mstr.to/tX9Xmf adresini ziyaret edebilirsiniz.
Microsoft Veri Merkezleri dünyanın farklı bölgelerinde sürekli ve güvenli yapılar sağlayarak hizmet vermektedirler. Çevreci olmaları ve enerji tüketimlerinde yenilikçi yapıları ile rekor seviyelere varmaları ile öne çıkmaktadırlar. Microsoft’un Windows Azure, Office 365 gibi Bulut Bilişim servisleri de bu veri merkezleri üzerinden verilmektedir. Bu veri merkezlerinin Türkçe altyazılı serüvenini izlemek istiyorsanız http://mstr.to/vSogId adresini ziyaret edebilirsiniz.
Artık iOS 5 cihazınıza Hotmail’i kurmak için e-posta kurulum adımlarını izleyerek e-posta adresinizi ve şifrenizi girmeniz yeterli.
iOS 5′in 12 Ekim’deki lansmanından sonraki 20 günde, dünya çapında 2 milyondan fazla kişi Hotmail’i iPhone veya iPad’lerine kurdu ve bu kullanıcılara her gün 100 bin kişi daha katılıyor. Aşağıdaki grafikten de görebileceğiniz gibi, şimdiye kadar gerçekleşen yeni kurulumların %60′ından fazlası iPhone 4, neredeyse dörtte biri ise piyasaya yeni çıkan iPhone 4S’te yapılmış.
Hotmail’i akıllı telefonlarda kolay erişilebilir hale getirme çabalarımız tabi ki iPhone ile bitmiyor. Bugün bir çokNokia ve Blackberry modelinde kolayca kurulum yapmanız mümkün, Android kullanıcıları ise yine Ekim başında lanse ettiğimiz ve kullanıcılardan çok iyi yorumlar alan “Hotmail Android” uygulamasını ücretsiz indirebilirler.
Uzun lafın kısası, cep telefonunuzdan Hotmail’e erişmek ve tüm e-postalarınızı, takviminizi ve kişilerinizi telefonunuzdan yönetmek artık son derece kolay. Siz de hemen yukarıda belirttiğim linklerden ayarlarınızı alıp, e-postalarınıza her an ve her yerden ulaşabilmenin rahatlığını yaşamaya başlayabilirsiniz…
Örneğin WiFi modeminizin SSID bilgisi “hardwaremania” ise, bunu “hardwaremania_nomap” şeklinde değiştirmeniz sizi şirketin lokasyon hizmetinden dışlıyor.
Ubuntu 12.04 LTS versiyonu ve Unity arayüzünün masaüstü bilgisayarlarda kararlı hale getirilerek ARM işlemcili tablet ve akıllı telefonların da 2012 yılının ikinci yarısında Ubuntu ile tanışacaklarını, bu platformlara ulaşarak orta-uzun vadede Ubuntu ile çalışan cihazların çoğalacağı öngörülüyor.
Esnek Linux özelliklerine sahip Ubuntu desteği ile OEM üreticiler de Android, Windows ve iOS gibi güçlü oyuncuların altında ezilmekten kurtulabilecekler.,
ATX formuna ve 305 mm x 244 mm ölçülerine sahip ASUS M5A97 EVO, siyah ve mavi ile donatılmış bir tasarıma sahip. Anakart siyah bir pcb üzerinde tasarlanmışken, pasif soğutma ve VRM’ler mavi olarak tasarlanmış.
2 x PCIe 2.0 x16 slotu
2 x PCIe 2.0 x1 slotu
2 x PCI yuvası
Yeni AM3+ anakartlarda işlemci fan soket yapısı da tamamen değişmiş durumda. AM3+ anakartlarda işlemciyi tamamıyla çevreleyen plastik fan yuvası artık mevcut değil. İki taraflı soket anakartın arkasında metal bir plaka ile tutuluyor. Bu sayede 6 dereceye kadar daha düşük bir soğutma sağlanıyor.
ASUS M5A97 EVO’da Realtek 8111E PCIe Gigabit Lan ve yine Realtek’in ALC892 HD kodeğini kullanan 6 kanallı ses çipsetine yer verilmiş. Anakartta yer alan yuvalar ise şöyle:
Arkada 2 x harici SATA 3.0 Gb / s portu (JMicron)
6 x SATA 6.0Gb / s (AMD SB950)
14 x USB 2.0 bağlantı noktası (8 arka panelde, 6 ön panelde )
4 x USB 3.0 portu (2 arka panelde, 2 ön panelde)
1 x PS / 2 fare konnektörü
2 x eSATA portu
1 x RJ45 LAN bağlantı yuvası
6 kanallı ses çıkışı 1 x Ses portu
1 x SPDIF Çıkışı
2 x IEEE 1394a bağlantı noktası (arka panelde 1 adet, ön panelde 1 adet)
UEFI BIOS & AI Suite II
Artık birçok anakartta görmeye alıştığımız cıvıl cıvıl arayüzler sayesinde her seferinde gözümüzün önüne gelen ‘fatal error’ mesajlarını bios ekranı sizlere hatırlatmayacak. En azından benim için öyle :) ASUS’da yeni anakartlarında kullandığı UEFI BIOS sayesinde kullanıclara daha esnek bir kullanım sunuyor. Artık klavyeye bağlı kalmadan Bios ekranında mouse dolaşmak ve kullanmak mümkün. UEFI BIOS menüsünde EZ Mod ve Gelişmiş Mod olmak üzere iki seçilebilir seçenek yer alıyor. EZ Mode daha çok ayrıntılarla boğuşmak istemeyen ve daha az deneyimli kullanıclara hitap eden otamatik hız aşırtma gibi seçenekler ile geliyor. Bu sayede TurboV sayesinde tek tık ile kullancılar hız aşırtma yapabiliyor. Geliş Mod ise anakartın tüm ayarlarına ulaşabileceğiniz ve ayrıntılı hız aşırtma yapabileceğiniz seçeneklere sahip. Ayrıca anakartta yaptığınız herhangi bir değişikliği arkadaşlarınızla paylaşmak ya da yapmak istediğiniz şeyler hakkında soru sormanız açısında yardımcı olacak ekran görüntü alma özelliği de düşünülmüş. Bios’dan görüntü almak için tek yapmanız gereken USB belleğinizi sistemnize takmak ve F12′ye basmak. Kişisel olarak da yeni Bios arayüzünü beğendiğimi söylemem de fayda var. Özellikle Bios karmaşasından çekinen kullanıclar içinde UEFI Bios çok kullanışlı bir seçenek.
AI Tweaker sayesinde elle yada otomatik olarak hız aşırtma yapabilmek mümkün.
ASUS M5A97 EVO ile gelen AI Suite II yazılımı ile Windows içinde de hız aşırtma yapmak da mümkün. Ayrıca yazılım sayesinde sistem hakkında tüm bilgilere de ulaşabiliyorsunuz. Fan kontrolü, voltaj değerleri, güç seçenekleri ve sıcaklık değerlerini ayrıntılı olarak görmeniz mümkün. Bios’da yaptığınız herşeyi AI Suite ile yapmak özetle mümkün. Yine AI Charger+ yazılımı sayesinde anakart üzerinden USB 3.0 portu sayesinde Ipad, Ipod ve Iphone’nunuzu 3 kata kadar daha hızlı şarj edebiliyorsunuz.
Test Sistemi
- İşlemci: Phenom II X4 980 BE @ 4GHz
- Anakart: Asus M5A97 EVO
- Bellek: Gskill (2Gx2) / F3-12800CL9Q-8GBRL (2Gx4)
- Ekran Kartı: AMD HD 6950
- Depolama: SAMSUNG Spinpoint F1 1TB
- İşletim Sistemi : Windows 7 Ultimate (SP1, 64 Bit)
Anakartın bellek okuma ve yazma hızları ortalamanın üzerinde değerler sunuyor. Hız aşırtma için yüksek frekanslara da çıkabildiğini hatırlatmakta fayda var.
Anakartımız için bir sonuca varacak olursak ASUS M5A97 EVO’nun en büyük özelliği hiç kuşkusuz fiyatı oluyor. Anakartı 120-130 dolar seviyesinde bulmak mümkün. Bünyesinde taşıdığı 970 çipsetini taşıyan tüm AM3+ anakartlar ise neredeyse aynı fiyat aralığında seyrediyor. Hali hazırda elinizdeki işlemci ile de kullanabileceğiniz düşünüldüğünde FX işlemciler için yükseltme düşünen kullanıclara iyi bir alternatif sunuyor. Başarılı tasarım, hız aşırtma ve yazılımsal desteğini de göz önüne alırsak ASUS M5A97 EVO, AMD cephesinde fiyat, performans odaklı seçeneklere kendisini yazdırmayı başarıyor.